Asmanın Çoğaltma Yöntemleri
Asmanın Çoğaltma Yöntemleri ve Bu Konuda Yapılan Çalışmalar konulu tez çalışmasını bizlerle paylaşan Ziraat Mühendisi Serkan Dinçer’e teşekkür ederiz.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Bahçe Bitkileri Bölümü
Asmanın Çoğaltma Yöntemleri Ve Bu Konuda Yapılan Çalışmalar
MESLEKİ PROJE
Danışman: Prof. Dr. Semih TANGOLAR
Hazırlayan: Serkan DİNÇER
ADANA-2013
İÇİNDEKİLER SAYFA NO
- GİRİŞ 1
- ASMALARDA ÇOĞALTMA 1
2.1. GENERATİF (TOHUMLA) ÇOĞALTMA 1
2.2. VEJETATİF ÇOĞALTMA 3
2.2.1. ÇELİKLE ÇOĞALTMA 3
2.2.1.1. Adi çelik 4
2.2.1.2. Ökçeli ve dipçikli çelik 5
2.2.1.3. Yeşil çelik 5
2.2.1.4. Tek gözlü çelik 6
2.2.1.5. Çelik alınacak omca seçimi 6
2.2.1.6. Çelik alma zamanı 6
2.2.1.7. Çeliklerin muhafazası 7
2.2.1.8. Asma çeliklerine hormon uygulaması 7
2.2.2.AŞI İLE ÇOĞALTMA 8
2.2.2.1. Amerikan asma anaç eldesinde kullanılan başlıca türler 9
2.2.2.2. Başlıca Amerikan asma anaçları 10
2.2.2.3.Bağda yapılan aşı çeşitleri 18
2.2.2.3.1. Yarma aşı 18
2.2.2.3.2. Yonga göz aşı 20
2.2.2.3.3. Kakma aşı 21
2.2.2.3.4. Masa başı aşı 21
2.2.2.3.4.1. Çeliklerin hazırlanması 22
2.2.2.3.4.2. Aşılama 22
2.2.2.3.4.3. Parafinleme 23
2.2.2.3.4.4. Katlama 24
2.2.2.3.4.5. Çimlendirme (aşı kaynaştırma) 25
2.2.2.3.4.6. Köklendirme 26
2.2.2.3.4.6.1. Fidanlıkta köklendirme 26
2.2.2.3.4.6.2. Serada köklendirme 27
2.2.3. DALDIRMA İLE ÇOĞALTMA 28
2.2.3.1. Adi daldırma 28
2.2.3.2. Hendek daldırma 29
2.2.4. DOKU KÜLTÜRÜ İLE ÇOĞALTMA 30
- ASMANIN AŞI VE ÇELİKLE ÇOĞALTILMASI ÜZERİNE ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA 30
3.1. BAZI ÜZÜM ÇEŞİTLERİNDE YONĞA AŞI BAŞARISI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA 31
3.2. BAZI ÜZÜM ÇEŞİDİ VE ANAÇ ÇELİKLERİNDE KÖKLENME BAŞARISI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA 32
- KAYNAKÇA ……………………………………………………………………………………………35
- TEŞEKKÜRLER ………………………………………………………………………………………..38
1. GİRİŞ
Dünya üzerinde asmanın ilk kültüre alındığı yerlerden biri olan ülkemiz 36-42 kuzey enlem dereceleri arasındaki coğrafi konumu ile yer kürede bağcılık için en elverişli iklim kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Ancak bağ bölgelerimizin büyük bir kısmı filoksera ile bulaşık olduğundan yerli bağcılık yapılmaz hale gelmiştir. Yine bağ bölgelerimizin önemli bir kısmının nematodların neden olduğu büyük zararlara maruz kalmaktadır. Bu nedenlerden dolayı karlı bir üzüm yetiştiriciliği için dayanıklı Amerikan asma anaçlarının kullanılması zorunlu hale gelmiştir.
Sağlıklı asma fidanı üretimi modern bağ yetiştiriciliğinin temel ilkesidir. Yetiştiricilikte temel ilke olarak asma fidanında kök yapısının, gövde uzunluğunun normal boyutlarda olması, sürgünlerin normal gelişimde olması, sürgünlerin normal gelişmesi ve pişkinleşmesi, bunlara ek olarak aşılı- köklü fidan ise aşı yerinin çepeçevre kaynaşmış olması gibi koşullar aranmaktadır.
Bu özelliklere sahip asma fidanı elde etmek için vejetatif ve generatif çoğaltma yöntemleri denenmiş ve uygun olan bazı çeşit ve anaçlar yapılan çalışmalarla belirlenmiştir.
2. ASMADA ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ
Asmalarda çoğaltma generatif veya vejetatif yöntemlerle yapılır.
2.1. GENERATİF ( TOHUMLA) ÇOĞALTMA
Tohum döllenme sonucunda meydana gelir. Asmalarda yabancı tozlanma ve döllenme vardır. Bu yüzden tohumdan elde edilecek çöğürler melezdir. Bu melezler bire bir ana ve babanın özelliklerini taşımayabilirler. Tohumla çoğaltmada, aynı zamanda yeni bir bitki eldesi uzun zaman aldığından asmanın çoğaltılmasında çok fazla kullanılmaz. Bununla birlikte melezleme ıslahı çalışmalarında kullanılırlar.
Asma tohumları üzüm tanelerinden alınır (Şekil 1). Çeşitli katlama ortamlarında tohumlar çimlendirilirler. Çimlenen tohumlar yastıklara 30-40 cm sıra arası 5-6 cm sıra üzerine ekimi yapılır. Çimlenme ve sürme gerçekleştikten sonra şaşırtma işlemi yapılır. İlk yıl içerisinde tohum yastıklarında toprak işleme, sulama, ot alma ve gübreleme işlemleri yapılır. Sonbaharda ise soğuk olan bölgelerde çöğürlerin üzerleri bir ince toprak tabakası ile örtülür. İkinci yıl ilkbaharda çöğürler yastıklarda muhafaza edilir. Sürgünler içerisinde kuvvetli olanı bir göz üzerinden budanır. Zayıflar dipten kesilir. Yıl içerisinde toprak işleme, ot alma, gübreleme, sulama işlemlerine devam edilir. 1. ve 2. Yılda mildiyö ve küllemeye hassas çeşitlerde bakırlı ve kükürtlü ilaçlarla mücadele edilir. 3. Yılda yastıklardan alınan materyal 5-10 cm sıra üzeri ve 90-100 cm sıra arası mesafelerle üretim parseline açılan çukurlara dikilir. 1. ve 2.yılda uygulanan kültürel işlemlere devam edilir.
Karataş ve arkadaşları yaptıkları araştırmada Italia, Ata Sarısı, Hamburg Misketi, Papaz Karası, Narince, Riesling üzüm çeşitlerine ait kastre edilmiş salkımların Kalecik Karası üzüm çeşidi polenleri ile tozlanması sonucu elde edilen kombinasyonlarda tane tutumu ve elde edilen F1 çekirdeklerinin çimlenme oranları incelenmiştir. Kalecik Karası ile tozlanan ana çeşitlerde meyve tutum oranları en yüksek (% 38.0) Hamburg Misketi’nde elde edilirken, en düşük oran (%18.0) Riesling çeşidinde tespit edilmiştir. Tohumların çimlenme oranlarında ise en yüksek değer Italia (% 43.3) çeşidinde saptanırken, en düşük çimlenme oranı Papaz Karası (%17.0) çeşidinde bulunmuştur. Yapılan melezlemeler sonucu tüm ana çeşitlerden elde edilen Fı bitkilerde, en yüksek tutma oranı Riesling (%85) çeşidinde gözlenmiş, en düşük tutma oranı ise % 50.1 ile Ata Sarısı’nda bulunmuştur. Tüm kombinasyonlardan toplam 232 F1 bitkisi elde edilmiştir (Karataş ve ark., 2007).
Yedi farklı üzüm çeşidinin kullanıldığı (Burdur Dimriti, Pembe Germe, Razakı, Tarsus Beyazı, Cardinal, Adana Karası ve Yalova İncisi) bu çalışmada ayrı ayrı olmak üzere farklı süre ve dozlarda katlama, ıslatma, GA3, kinetin, etilen, HCl, H202, ve kombine olarak katlama+GA3, katlama+etilen, katlama+H202, GA3+kinetin ve ıslatma+GA3 uygulanmalarının çekirdeklerin çimlenmesi üzerine etkileri araştırılmıştır.
Farklı uygulamaların çimlenme üzerine etkisinin araştırıldığı bu çalışmada çekirdeklerin çimlenme oranları ve hızları tespit edilmiştir.
“Araştırma bulgularına göre en iyi sürme oranları, Burdur Dimriti çeşidinde % 41,67 ile 30 gün Katlama+100 ppm Etilen uygulaması, Pembe Gemre çeşidinde % 20 ile 90 gün katlama, Razakı çeşidinde % 8,33 ile 500 ppm GA3, Adana Karası çeşidinde % 61,67 ile 30 gün katlama+6 saat H202, Tarsus Beyazı çeşidinde % 13,33 ile 30 gün katlama+100 ppm etilen ve Yalova İncisi çeşidinde % 13,33 ile 30 gün katlama+300 ppm etilen uygulamalarından elde edilmiştir. Etilen, kinetin, kinetin+GA3, katlama+GA3 ve ıslatma+GA3, uygulamalarında artan dozlara rağmen çimlenme görülmemiştir (Yalvaç, 2006 ).
2.2. VEJETATİF ÇOĞALTMA
Bağcılıkta bu çoğaltmada genel olarak tamamen odunlaşmış tek yıllık dallar olan çubuklar kullanılır. Vejetatif çoğaltma yöntemleri çelik, aşılama ve daldırma ile çoğaltmadır.
2.2.1. ÇELİKLE ÇOĞALTMA
Çelikler, asmanın sağlıklı ve kuvvetli gelişme göstermiş bir yaşlı dallarından alınırlar. Bir omca dan 40-60 adet çelik alına bilmektedir. Çelikle çoğaltma çubukların köklendirilmesini esasını alan bir çoğaltma yöntemidir. Çelikler sıcak ve kurak bölgelerde alınırken daha uzun olmalıdır, soğuk yörelerde dikim için alınan çelikler daha kısa boylu olabilmektedir.
Asmanın bir yaşlı dallarından alınan çelikler; Filoksera ile bulaşık olmayan ya da zararlının etkili olmadığı alanlarda yerli asma fidanı çelikle çoğaltma yoluyla elde edilebilmektedir. Bunlar Vitis vinifera türünün çeşitleridir.
Çelikle çoğaltımda adi çelik, ökçeli ve dipçikli çelik, tek gözlü çelik ve yeşil çelik kullanılabilmektedir.
2.2.1.1. Adi çelik
Aşısız fidan eldesin de en çok kullanılan çelik tipidir ( Şekil 2). Uzunlukları 30-35cm’dir. Fakat kumlu topraklarda veya kurak yörelerde çelik uzunluğu 1’m kadar olabilmektedir. Çelikler üst kısımdaki boğumun 2-3 cm üstünden, gözün ters tarafına meyilli olarak; alt boğumda ise 0.5 cm gözün altından düz olacak şekilde kesilir. Genelde çelik üzerinde 3-5 göz bulunur. Çelikleri en alt ve en üst gözleri hariç ortadaki gözleri köreltilir. Fidanlıkta köklendirme yöntemlerinin herhangi birini kullanarak köklenme sağlanır.
Şekil 2.Adi Çelik (Dinçer, 20013)
Odun çelikleriyle çoğaltmada ise, alttan ısıtmanın çeliklerde dikimden yaklaşık 35 gün sonra en az %90 oranında, kaliteli bir köklenmeye neden olduğu, ısıtmasız kasalarda ise köklenmenin dikimden yaklaşık üç ay kadar sonraya geciktiği belirlenmiştir (Ergenoğlu ve ark., 1990).
2.2.1.2. Ökçeli ve Dipçikli Çelik
Ökçeli ve dipçikli çelikler çubuğun alt kısmında iki yaşında bir dal parçasının bulunması şeklinde hazırlanır. Bunun amacı köklenme yüzeyini arttırarak, daha iyi bir köklenme sağlamaktır. Fakat asma başına alınan çelik miktarı daha azdır. Pratikte yaygın bir kullanımı yoktur. Alttaki yaşlı dal olduğu gibi kalırsa dipçikli çelik olur. İki yaşlı dalın kesim yüzeyini arttırmak için ortadan boydan boya kesilirse bu çeliğe ökçeli çelik denir (Şekil 3). İki yaşında olan dal 5-6 cm, bir yaşlı dal ise 30-40 cm uzunlukta olmalıdır (Uzun, 2004).
Şekil 3.Ökçeli ve Dipçikli çelik (Dinçer, 2013)
2.2.1.3. Yeşil çelik
Sürgünlerden yaz başında alınan ve üzerinde yaprak taşıyan çeliklerdir. Bunlar ancak sisleme yapılabilen ortamlarda köklendirilir. Çelikler 2-3 gözlü veya 20 cm uzunlukta hazırlanır. Pratikte pek fazla kullanımı yoktur.
Yeşil çeliklerle yapılan köklendirme çalışmasında, tam çiçeklenme zamanında alınanlarda başarı sağlamazken, tam çiçekten bir ay sonra alınan yeşil çeliklerin gayet iyi köklendiği, ancak, bunların da yapraklı olanlarında hayli geliştiği görülmüştür. Harmony, 1616 C, 1613 C anaçlarının yapraklı ve yapraksız çeliklerinde köklenme çepeçevre denecek şekilde meydana gelmiştir ve %90 değerinde bir köklenme oranı saptanmıştır (Ergenoğlu ve ark., 1990).
2.2.1.4. Tek gözlü çelik
Bağ tesisinde kullanılacak fidanların elde edilmesinden çok, az sayıda bulunan materyalin çoğaltılması amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Bir yaşını doldurmuş dallar bir göz içerecek şekilde ve gözün 5-8 cm altından ve 1-2 cm üzerinden kesilerek çelikler hazırlanır (Şekil 4). Sisleme tavalarındaki (perlit, vermikülit vb.) köklendirme ortamına dikilerek köklendirilirler (Uzun, 2004).
Şekil 4. Tek gözlü çelik (Uzun, 2004)
2.2.1.5. Çelik alınacak omcaların seçimi
Çelikler mutlaka sağlıklı ve kuvvetli gelişme gösteren, bir yaşlı dallardan alınır. Ayrıca yerli asma fidanı üretiminde kullanılacak çelikler (yerli çelikler) ile aşılamada kullanılacak kalemler (gözler), üstün verim ve kalite özelliklerine sahip omcalar ‘dan alınmalıdır.
Tam verim çağında ve orta yaşlı asmalardan alınan çelikler, çoğaltma için en uygun olanlardır. Zayıf gelişen ve kuraklık, don ve dolu zararına uğramış, hastalıklı veya böcek zararı görmüş ve soğuk zararına uğramış anaçlardan ve omcalar’ dan çelik alınmamalıdır.
2.2.1.6. Çelik alma zamanı
Asma çelikleri, omcalar dinlenme halindeyken alınırlar. Bu dönem, geç sonbaharda yaprakların dökülmesini takiben başlar, erken ilkbaharda asma gözlerinin sürmesinden hemen önce yapılan kış budaması ile sona erer. Ancak kış soğuklarının gözlerin, hatta bir yaşlı dalların zarar görmesine neden olacak düzeyde şiddetli olduğu yörelerde çeliklerin bu soğuklar başlamadan önce alınması gerekir. Yine asma fidanı üretiminde kullanılacak olan çeliklerin de bu dönemde alınması uygulanmaktadır.
2.2.1.7. Çeliklerin muhafazası
Çelikler genelde 100’lük veya 200’lük demetler halinde bağlanır. Demetler halindeki çelikler dikim zamanına veya aşı zamanına kadar köklenmeyi ve sürmeyi engelleyecek düzeyde su kaybına engel olacak şekilde saklanmalıdır (Şekil 5). Çeliklerin muhafazası arazide özel olarak hazırlanmış katlama havuzlarında çelik demetlerinin uyanmasını geciktirmek için ters olarak yerleştirilir. Demetler hava almayacak şekilde 5-7 cm kalınlıkta milli toprakla örtülür. Katlama havuzlarında 3-4 ay süre ile saklanır. Soğuk hava depolarında 0-4°C ‘de ve % 75-80 nem ihtiva’ de eden ortamlarda muhafaza edilebilir (Anonim, 2007 ).
Şekil 5. Çeliklerin muhafazası (Anonim)
2.2.1.8. Asma çeliklerine hormon uygulaması
Asma çeliklerinde kök oluşumunu teşvik etme amacıyla oksin gurubu hormonlardan IAA (İndol asetik asit), NAA (Naftalen asetik asit) ve IBA (indol butirik asit) kullanılabilir. Fakat bunlardan pratikte en fazla kullanılan IBA dır. Köklendirme amacıyla asma çelikleri IBA ‘in 2000 ppm lik çözeltisine 10 sn süreyle dipteki 2 cm lik kısmı; 200 ppm lik çözeltisine 24 saat süreyle dipteki 4 cm lik kısmı batırılabilir (Uzun, 2004). Bu uygulamalar köklenmesi zor olan çeşitlerde başarılı sonuçlar vermiştir. IBA’ in ticari olarak satılan toz formülasyonları da asma çeliklerinin köklendirilmesinde başarıyla kullanılmaktadır.
2.2.2. AŞI İLE ÇOĞALTMA
Bağcılıkta çoğaltma eskiden kültür çeşitlerinin çubuklarını köklendirmek suretiyle yapılırdı. Fakat 1860’dan itibaren Avrupa’ya Amerika’dan filoksera böceğinin bulaşması sonucu bağların çoğu yok olmuştur. Bu böcek asmanın köklerinde yaşamakta ve kökleri tahrip ederek asmayı kurutmaktadır. Günümüzde bölgeler arasında yaşanan yoğun materyal nakli, bilinçsiz uygulamalar ve karantina işlemlerinin yetersizliği gibi nedenlerle ülkemiz bağ alanlarının tamamının floksera ile bulaşık veya bulaşma potansiyelinde olduğu kabul edilmektedir. Flokseralı bağ alanlarında ise yeterli üzüm çeşitlerinden alınan çeliklerin doğrudan köklendirmeleri yoluyla ekonomik anlamda bağ kurulması mümkün olmamaktadır. Günümüze kadar bu zararlıya karşı uygulama değeri olan kimyasal bir kimyasal bir korunma metodu henüz geliştirilmemiştir (Çelik, 1985). Floksera ve nematodlara karşı karşı en iyi çare bu zararlıya karşı dayanıklı Amerikan asma anaçlarının kullanılmasıdır. Bu zorunluluktan dolayı bağcılıkta daha önceleri çeşit değiştirmek amacıyla kullanılan aşı uygulamaları bağcılıkta vaz geçilmez bir çoğaltma metodu halini almıştır. Bağ alanında Amerikan asma anaçlarının kullanılma ve aşı yapma zorunluluğu ise birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Floksera zararlısının ülkemiz bağ alanlarında görülmesinden sonra asma fidanı temini önemli bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunla ilgili olarak üretim yetmezliği ile kalite ve randıman düşüklüğü başta gelmektedir(Anonim, 1998)
Aşılı asma fidanı üretiminde fidan randımanı ve kalitesi üzerine aşılamada kullanılacak anaçlık ve kalemlik çeliklerin alındığı omcaların bakım ve beslenmelerinden itibaren söküm ve tasnife kadar geçen süreç içerisindeki birçok faktör etki etmektedir. Bu faktörleri belirlemek ve kontrol altına alarak fidan randımanı ve kalitesi üzerine olumlu etkide bulunmak amacıyla çeşitli araştırıcılar tarafından bir çok çalışma gerçekleştirilmiştir (Chanana and singh, 1974., Winkler et all, 1974., Çelik, 1978., Kısmalı, 1978., Satratu, 1981., Çelik ve Ağaoğlu, 1982., Çelik, 1982., Schuman and sabastian, 1983., Abramova, 1984., Çelik ve ark, 1984., Barbo and Kuhn, 1988., Eriş ve ark, 1989., Kelen, 1984., Cangi, 1996., Doğan, 1996., Çelik ve ark, 1998.,).
Asma fidanı üretiminde randıman ve kalite düşüklüğü üzerine etki eden önemli faktörlerden biriside Amerikan asma anaçları ve bulunulan yerin iklimi ile ilgili özellikleridir. Amerikan asma anaçlarının köklenme oranı düşüktür (Çelik ve ark., 1995).
2.2.2.1. Amerikan asma anaç eldesinde kullanılan başlıca türler
Vitis riparia
Daha çok nehir kenarları veya yataklarında yetişmekte olup saf asma anaçları içerisinde en erken uyananı olduğundan bu özelliği hibritlerinde de görülmektedir. Kökleri filokseraya karşı çok dayanıklı olmasına karşın yaprak gallerine duyarlı, mantari hastalıklara ile düşük sıcaklıklara (- 30 °C) dayanıklı fakat Pierces hastalığına ise dayanıksızdır. Köklenme oranı % 90 civarında olup kolayca aşı tutabilmekte iken kireçli toprakları sevmemekte Aktif kireç oranının % 6’yı geçmesi durumunda kloroz belirtileri göstermektedir.
Vitis rupestris
Saf anaç olarak en çok kullanılan varyetesi Rupestris du Lot’dur. Kökleri filokseraya dayanıklı olup yaprakları filoksera gallerini taşıyabilmektedir. Külleme ve mildiyöye karşı oldukça dayanıklı olmasına karşın antraknoza dayanıksızdır. Bazı araştırıcılara göre Pierces hastalığına dayanıklılık göstermektedir. Lot anacı derin olan topraklarda yetişmekte olup kurak koşullara iyi dayanmakta ve kökleri derine gitmektedir.
Vitis berlandieri
Amerikan türleri içerisinde en geç olgunlaşan türdür. Filokseraya karşı oldukça dayanıklı olmasına karşın yapraklarında az miktarda gal oluşabilmektedir. Anacın tek olumsuz özelliği zor köklenmesi olup fungal hastalıklara ve Pierces hastalıklarına dayanıklıdır.
2.2.2.2. Başlıca Amerikan asma anaçları
420 A
Zayıf bir anaç olup üzerine aşılanan çeşitleri erken olgunlaştırır. Erkenci sofralık veya kaliteli şaraplık çeşitler için bu özelliğinden faydalanılabilir. Aktif kireç oranı %20’ye kadar olan topraklara iyi adapte olmasına karşın kurak toprakları sevmemekte nemli ve verimli topraklarda iyi gelişmektedir (Şekil 6).
Şekil 6. 420 Anacı yaprak ve sürgünü (Yağcı, 2005)
Çelikleri zor köklenen bu anacın masa başı aşılamalarda randımanı düşük olup arazide yapılan aşılamalarda tutma oranı yüksektir. Beylerce, Cardinal, Çavuş, Panse Precoce, Pembe Çekirdeksiz, Muskat Reinde Vigne, Perlette, Tahannebi, Tarsus Beyazı çeşitlerine ile uyumu iyidir.
Şensoy ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada Sultani Çekirdeksiz çeşidinde 110 R anacının, Royal, Cardinal, Hamburg Misketi, Yalova İncisi, Hatun Parmağı çeşitlerinde 420 A anacının verim ve kalite yönünden daha iyi sonuçlar verdiği görülmüştür (Şensoy ve ark., 2010).
5 BB
Kuvvetli bir anaç olup vejetasyon süresi 420 A anacına göre kısadır. 5 BB anacı nemli ve killi topraklara uyabilen bir anaçtır. Çok kurak toprakları sevmemekte %20 civarında aktif kirece ve nematodlara iyi dayanmaktadır. Köklenmesi iyi olmasına karşın bağdaki aşılamalarda bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Arazideki yerinde aşılamalarda kalemden çok fazla sayıda kökler oluşmaktadır. Cardinal çeşidine uyumu iyidir ( Şekil 7).
Şekil 7. 5BB Anacı yaprak ve sürgünü(Yağcı, 2005)
Teleki 8 B seleksiyon 5BB anacı üzerine Amasya Beyazı ve Alphonse Lavelle çeşitlerini aşılayarak yaptığı bir çalışmada fidan randımanının % 61,5 ile % 54.19 arasında değiştiğini bildirmiştir (Sabır ve ark., 2004).
5BB Amerikan asma anacının 99R anacına göre daha üstün olduğu tesbit edilmiştir (Cangi ve ark., 1995 ).
SO4
Başlangıçta hızlı bir gelişme göstererek üzerine aşılanan çeşitlerin tane tutumunu arttırma ve erken olgunlaştırma eğilimi vardır . Akdeniz ülkeleri ve özellikle sahil kenarlarında ince uzun bir gövde oluşturan çeşide terbiye şekli verilmesi zorlaşmaktadır. Nemli ve killi topraklara tavsiye edilen anaç çok kurak topraklarda iyi gelişemez. Toprağın %17-18’e varan aktif kirecine dayanan çeşidin köklenme ve aşı tutması gayet iyidir. King’s Ruby çeşidine uyumu iyidir (Şekil 8).
110 R
1945 yılından beri tanınan ve en çok kullanılan anaçlar arasında yer almaktadır.
Kuvvetli gelişen bir anaç olduğundan üzerine aşılanan üzüm çeşidinin olgunlaşmasını geciktirmektedir. %17’ye kadar aktif kirece ve kurağa çok dayanan bir anaçtır (Şekil 9).
Köklenme yeteneği zayıf olan 110 R anacının arazide yapılan aşılarda iyi sonuç vermesine karşın yıllık çubukların odunlaşması zayıf kalmaktadır. Adana Karası, Çavuş, Pense Precoce, Pembe Çekirdeksiz, Perlette, Razakı, Tahannebi çeşitlerine uyumu iyidir (Ergenoğlu ve ark.,1996).
140 Ruggeri
Çok kuvvetli gelişen anacın kurak koşullara dayanımı oldukça iyi olup %20 oranında aktif kirece tolerans gösterebilmesine karşın yapraklarında filoksera galleri oluşabilmektedir. Çelikleri zor köklenen 140 Ruggeri’nin masa başı aşılarda aşı tutma oranı düşük olmasına rağmen arazide yapılan aşılamalarda tutma oranı yüksek olup Akdeniz sahil kuşağına en uygun anaçlardan birisidir (Şekil 10).
Cardinal ve hafızali çeşitleri 140 R anacı ile olan kombinasyonlarında %65 randıman belirlenmiştir (Doğan, 1996).
41 B
Vejetasyon devresi kısa olan anacın kirece karşı mukavemeti fazla olup özellikle aşırı kireçli topraklar ve sofralık üzüm çeşitlerinde erkencilik için kullanılmasına karşın ilkbaharı yağışlı geçen yörelerde hafif sararmalar göstermektedir.
İlk yıllar yavaş gelişen 41 B anacı daha sonraki yıllarda hızla gelişerek meyve tutumunu artırmakta ve yüksek verim oluşturmaktadır. Filokseraya orta derecede dayanmasına karşın tuz ve mildiyö ye dayanıklılığı yeterli değildir (Şekil 11).
Çelikleri zor köklenen anacın masabaşı aşılarındaki tutma oranı düşük iken yerinde yapılan aşılarda başarı oranı daha yüksek görülmektedir. Beylerce, Cardinal, Chasselas, Çavuş, Panse Precoce, Pembe Çekirdeksiz, Perlette, Razakı, Tahannebi çeşitlerine uyumu iyidir (Ergenoğlu ve ark., 1996).
Fercal
Kirece fazla dayanım gösteren çeşidin neme dayanımı da iyi olmasına karşın nematodlara karşı hassasiyet göstermektedir. Çok fazla K’a ihtiyaç duymamasına karşın Mg noksanlığına çok duyarlı olmaktadır. Birçok üzüm çeşidiyle afinitesi iyi olmasına rağmen bazı üzüm çeşitlerinin salkım iskeletlerinde solma ve kurumalar görülmektedir (Şekil 12).
1613 C
Filoksera ve kirece az toleranslı olmasına karşın nematodlara oldukça dayanıklı olan 1613 C anacının yaprakları filoksera gallerini taşıyabilmektedir. Kolay köklenebilen bu asma anacının aşı tutma oranı da yüksektir (Şekil 13).
Şekil 13. 1613 C Anacı yaprak ve sürgünü (Yağcı, 2005)
1616 C
Çok verimli topraklara uyabilen ve zayıf gelişen anaç, üzerine aşılanan üzüm çeşitlerinin olgunluğunu hızlandırmaktadır. Filoksera yanında %11 aktif kireç ve 0,8 g NaCl/kg civarında toprak tuzluluğuna dayanabilmektedir (Şekil 14).
Sivritepe ve arkadaşlarının (2001) yaptığı araştırmada Müşküle üzüm çeşidi, omega aşı yöntemi ile beş farklı anaç üzerine aşılanmıştır. Parafinlenen aşılı çelikler, kavak talaşı: perlit (3:1) ortamında katlanarak, 4 hafta süreyle kaynaştırma odasında (25°C ve % 75-80 oransal nem) bekletilmiştir. Aşı kesitinin ¾’ünü saracak şekilde kallus oluşturan aşılı çelikler, kum, tınlı toprak, torf, perlit ve ahır gübresinden (1:2:1:0.5:0.5) oluşan harç karışımına dikilerek, 6 hafta süreyle kontrollü koşullarda (25±2°C, % 70-75 oransal nem ve 16 saat fotoperiyot) köklendirilmiştir. Daha sonra dış koşullara aktarılan fidanlar, gölgeleme evine yerleştirilmiştir. Sonuç olarak, aşı yerinde kaynaşma oranı (%), kaynaşma düzeyi (0-4), sürme ve köklenme oranı (%), kök sayısı, fidanlığa dikilebilecek nitelikte aşılı çelik oranı (%) ile fidan randımanı bakımından anaçların farklı etkilere sahip olduğu saptanmıştır. Fidan randımanı açısından, en iyi sonuç 1616 C (%73.75) ve 1613 C’den (%71.14) elde edilmiş; bunları Salt Creek (%69.50) ve 41 B (%65.00) izlemiştir. En düşük canlı fidan randımanı ise, %30.47 ile 5 BB’de belirlenmiştir (Sivritepe ve ark., 2001).
Dogridge
Orta derecede filoksera ile kirece dayanan ve çeliklerinin köklenmesi zor olan çeşidin arazide yapılan aşılamaları iyi sonuç vermektedir. Nematodlara son derece dayanıklı olup daha çok kumlu ve sulanabilen yerlerde daha iyi gelişebilmektedir (Şekil 15).
Kuvvetli gelişen bir anaç olduğundan üzerine aşılı çeşitlerde çinko yetersizliği ve tane tutum oranında noksanlık yaratmaktadır. İlk yıllardaki gelişmesi zayıf olan Dogridge anacının dip sürgünü oluşturma oranının yüksek olduğu görülmektedir.
Harmony
Kök ur nematodu ve filokseraya karşı son derece dayanıklı anaçlardan biridir. Çelikleri fidanlık ve arazide kolay köklendiği gibi aşı tutma oranı da yüksektir. Toprak yapısı itibari ile seçiciliği olmayıp farklı toprak tiplerine uyum gösterebilmektedir (Şekil 16).
Ramsey
Üzerine aşılanan üzüm çeşitlerini kuvvetli geliştiren anaç, kumlu ve az verimli topraklarda iyi gelişmektedir.
Kuvvetli geliştiğinden üzerine aşılanan üzüm çeşidinde çinko noksanlığı yanında tane tutum oranı azlığı ve düşük kaliteli meyvelerin oluşmasına neden olmaktadır.
Çelikleri zor köklenmesine karşılık aşı tutma oranının yüksek olduğu ifade edilmektedir. Filokseraya orta, nematodlara yüksek derecede dayanır (Şekil 17).
2.2.2.3. Bağda uygulanan aşı çeşitleri
Bağın tesis edilmesi aşamasında anaçların aşılanması veya daha sonraki yıllarda çeşitlerin değiştirilmesi amacıyla uygulanır. Burada kullanılan başlıca aşı yöntemleri aşağıda verilmiştir.
2.2.2.3.1. Yarma aşı
Bağ kurmak amacıyla 1-2 sene önce dikilmiş anaçlar toprak seviyesinden aşılanır. Aşılama zamanı Şubat- Mart aylarında asmalarda ağlama başlamadan önceki dönemdir. Ağlamadan hemen önce asmalar kesilince, kesim yerinden yapışkan bir sıvı salgılar. Bu dönem aşı zamanı için en ideal zamandır. Kurak yörelerde aşı yerini nemli tutmak amacıyla, aşı toprak seviyesinin 5 cm altından da yapılabilir. Toprak seviyesinden aşı için anaç bu seviyeden kesilir. Kesim yüzeyinin 10 cm kadar altından anaç aşı ipiyle bağlanır. Faydası, anacın yarılması sırasında yarığın derine gitmesini önlemektir. Daha sonra anaç orta kısmından aşı usturası yardımıyla yarılır. Bu yarığa yerleştirilecek kültür çeşidine kalem adı verilir. Kalem olarak hazırlanacak çelikler aşıdan 1 gün önce suya ıslatılmalıdır. Ayrıca aşı sırasında kalemler su dolu bir kova içinde saklanmalıdır.
Kalemler 5-9 mm çapındadır ve 2 gözlü olarak hazırlanır. Bunun için çubuk üst boğumun 1 cm üstünden ve alt boğumun 5-8 cm altından kesilir. Kalemin anaçta açılan yarığa girmesini sağlamak için altta bırakılan uzun boğum arası her iki taraftan yontularak kama şekli verilir. Yontulan tarafların birinde öz gözükmesine rağmen diğer tarafta gözükmemesi gerekir. Daha sonra alt göz dışa bakacak şekilde kalem yarığa yerleştirilir. Aşıda kaynaşmayı sağlayan kabuğun hemen altındaki kambiyum tabakasıdır. Dolayısıyla anaç ve kalemdeki kambiyum tabakalarının çakışması sağlanmalıdır.
Pratik olarak anaç ve kalemin kabukları çakışırsa kambiyumları da çakışmış kabul edilir. Bunun için kalem anacın dış kenarına yerleştirilmelidir. Daha sonra aşı yeri alta bağlanan iple sıkıca sarılır (Şekil 18). Aşı ipi olarak genellikle ketenden yapılmış ve toprak içinde kolayca çürüyebilen ipler kullanılır. Böyle bir ip kullanılırsa bunların ilkbaharda kesilmesine gerek yoktur, kendiliğinden kopar. Fakat aşıda plastik bant ve ip kullanmak zorunda kalınırsa bunlar ilkbaharda mutlaka kesilmelidir. Aksi takdirde aşı yerini boğar. Aşı işleminden sonra anacın yanına bir herek dikilir. Kalemin üstü de toprakla kapatılır. Bu toprak yığınına kümbet veya köstebek denilir. Kümbetin yüksekliği kalemin üst ucundan 5 cm kadar yukarıda olmalıdır. Ağır bünyeli ve kesekli topraklar sürgünlerin toprak yüzüne çıkmasını önleyeceği için kümbet yapımında kullanılmaz. Bu tip topraklarda kümbet yapımı için hafif bünyeli, tınlı veya kumlu toprak kullanmak gerekir. Bu amaçla aşağıdaki gibi bir yol izlenebilir: Kalemin etrafına her iki ucu açılmış yuvarlak boş bir konserve kutusu yerleştirilir. Bunun içi kumlu toprakla, dışı çukurdan çıkan toprakla doldurularak kümbet yapılır. Daha sonra konserve kutusu çekilerek alınır. Böylece sadece kalemin etrafı kumlu toprakla kaplanır. Dolayısıyla kalemden çıkan sürgünlerin toprak yüzüne çıkması engellenmemiş olur. Bu tip aşıda anaç ve kalemdeki kesim yüzeylerine aşı macunu sürmeye gerek yoktur. İlkbaharda çıkan sürgünler hereklere bağlanır. İlkbaharda anaçtan çıkan dip sürgünleri temizlenir. Ayrıca yaz başında kümbetler açılarak kalemden çıkan boğaz kökleri mutlaka temizlenmelidir. İyi bir aşıcı yardımcısı ile birlikte günde 150-250 yarma aşısı yapabilir (Uzun, 2004).
Çeşit değiştirmek amacıyla yaşlı verime yatmış asmalarda da gövdeye yarma aşı uygulanabilir. Fakat burada aşı yerinin kurumasını önlemek amacıyla aşıyı takiben aşı yapılan yüzeye ve kalemin açıkta kalan uç kısmına aşı macunu sürülmesi gerekir.
Daha sonra bu yüzeylerin üzerine ıslak bez sarılıp üzeri hiç hava almayacak şekilde plastik ile sıkıca sarılırsa aşı tutma oranı artmaktadır.
2.2.2.3.2. Yonga göz aşısı
Daha çok verimli bağlarda çeşit değiştirmek amacıyla kullanılan bir aşı yöntemidir. Meyvecilikte göz aşıları genellikle kabuk çıkarılarak yapılır. Bu aşıda ise göz ile birlikte odun dokusu da alındığı için yongalı (odunlu) terimi kullanılmıştır. Bağın ilk tesisinde anaçların aşılanmasında da kullanılır.
En uygun aşılama zamanı, asma üzerinde sürgünlerin 20-30 cm olduğu ilkbahar aylarıdır. Bu dönemde kabuk odun dokusundan kolaylıkla ayrılır. Aşı gövdeye veya kollara yapılabilir. Kesim yerlerinde ağlama oluyorsa, aşıdan 1 hafta önce dal aşılanacak yerin 10 cm üzerinden kesilir. Aşılanacak yer önce öze doğru 30 derecelik bir aşıyla kesilir. Bunun 3 cm kadar üzerinden ikinci bir kesim yapılarak, gittikçe genişleyecek şekilde ilk kesimle birleştirilir. Böylece anaç üzerinde bir kertik açılır. Buraya takılacak gözün büyüklüğü de bu kertiğe uygun olmalıdır. Bunun için kalem üzerinde alınacak 0.5 cm altından öze doğru 30 derecelik bir açıyla kesim yapılır. İkinci kesim gözün 2.5 cm üzerinden başlayıp alta doğru genişleyerek ilk kesimle birleştirilir. Alınan göz kertiğe yerleştirilir. Genelde alınan gözler daha küçüktür. Bu nedenle kertikle her iki taraftan tam olarak çakışmayabilir. O zaman gözün ve anacın kabuğu tek taraftan çakıştırılmalıdır (Uzun, 2004).
Aşıların üzeri beyaz, plastik aşı şeridi ile sıkıca ve hava almayacak şekilde sarılmalıdır. Şeritler kesilmeksizin gelecek yıla kadar aşı yerinde kalabilir (Şekil 19).
Şekil 19. Yonga göz aşı (Dinçer, 2013)
Gövde veya kollarda çıkan obur sürgünler sık sık temizlenerek aşının daha iyi kaynaşması ve aşıdan çıkan sürgünlerin daha iyi gelişmesi sağlanmalıdır.
2.2.2.3.3. Kakma aşı
Yapımı yarma aşıya benzer. Farkı anaç yarılmayıp üzerinde üçgen şeklinde bir yatak açılmasıdır. Bu yatağa girecek şekilde kalem yontulur ve ikisi birbirine çakıştırılır. Aşı yeri iple sıkıca bağlanarak, üzerine kümbet yapılır. Daha fazla el becerisi isteyen bir aşı tekniğidir. Anaç ve kalemde açılan üçgen yataklar aynı büyüklükte değilse arada boşluk kalabilir. Fakat böyle durumlarda kalemdeki üçgenin en azından bir yan yüzünün anaçla çakışmasını sağlamak gerekir.
2.2.2.3.4. Masa başı aşı
Çok sayıda ve seri olarak fidan üretimi amacıyla uygulana bir aşılama tekniğidir. Masa başında aşı diye bilinir (Şekil 20).
Masa başında yapılan aşılar, kontrollü koşullarda gerçekleştirilen kaynaşma sonucu dönemi içerisinde aynı şekilde yeterli kök ve sürgün oluşumu sağlanabilmektedir. Bu yöntemle bağda aşılamaya göre en az bir yıl kazanması yanında, fidan verimi de artmaktadır ( Oraman ve ark., 1972).
Çok kuvvetli gelişmesi ve zor köklenmesi nedeniyle 140 R anacının masa başı aşılamalarında başarılı sonuç verdiği bildirilmektedir (Çelik, 1988).
Çeliklerin hazırlanmasından başlayıp, köklendirilmesine kadar aşağıda sırasıyla belirtilen aşamalardan geçmektedir.
2.2.2.3.4.1. Çeliklerin hazırlanması
Çelikler yaprak dökümünden sonra fakat eğer varsa çok şiddetli kış soğuklarından önce alınmalıdır. Orta kalınlıkta ve odunlaşmış çubukların alınmalıdır. Çelikler çubukların alt ve orta kısmından alınmalıdır. İyi odunlaşmamış uç kısımlar uygun değildir. Çubukların öz kısmı mümkün olduğunca dar olmalıdır. Aşılık çelikler 7-10 mm çapında ve düz olmalıdır. Çelikler aşı zamanına kadar kapalı ve serin yerlerdeki kum havuzlarında nemli kum veya talaş içinde ya da soğuk hava depolarında saklanır. Soğuk hava depolarında kalın plastik torbalar içinde ve ağzı kapalı olarak saklanmalıdır. Depo sıcaklığı 1-2°C ve oransal nemi %95-100 olmalıdır. Soğuk hava deposuna konmadan önce anaçlık çeliklerin boyu 35-40 cm olacak şekilde hazırlanır. Bunun için alttaki gözün 0,5 cm altından, üstteki gözün de 7-8 cm üzerinden çubuklar kesilir. Dip göz hariç diğer gözler köreltilir. Aşılık kalem çelikleri 5-7.5 cm uzunlukta ve tek gözlü olarak hazırlanır. Kalemdeki gözün altında 7-8 cm, üstünde ise 1 cm internodyum kalmalıdır. Çelikler depolanmadan önce 1-2 gün suda ıslatılır. Daha sonra %0,5’ lik Chinosol ile hazırlanmış suya 4 saat batırılır. 7 000 çelik için 200 litrelik çözelti yeterlidir. Bu ilaç özellikle aşılık çelikler için geliştirilmiş olup Botritis hastalığına karşı iyi bir koruyucudur. Chinosol’ lü çözeltileri metal olmayan kaplarda ve kireçsiz yumuşak su ile (yağmur suyu) hazırlamalıdır. Üzerindeki hastalık ve zararlı etmenlerini yok etmek için çelikler 50°C’lıktaki sıcak suya 30 dakika süreyle batırılabilir. Daha sonra hemen soğuk suya batırılmalıdır. Sıcak su uygulamasından önce çelikler birkaç gün suda ıslatılmalıdır (Uzun, 2004). Bu uygulama özellikle bağ kanseri (Agrobacterium tumefaciens) şüphesi olan çelikler için oldukça etkilidir.
2.2.2.3.4.2. Aşılama
Aşıdan 1 gün önce çelikler soğuk hava deposundan çıkarılıp 2-4 saat suda tutularak varsa su kayıpları giderilir. Daha sonra %0.5 lik Captan veya Chinosol çözeltisine batırılır. Eğer çelikler soğuk hava deposu dışında saklanmış ise aşıdan önce anaçlar 24 saat, kalemler 12 saat suda tutulmalıdır. Aşılamaya Mart ayından itibaren başlanabilir. Aşılamada eskiden dilcikli ingiliz aşısı kullanılırdı. Fakat günümüzde bu işlem omega şeklinde aşı kesiti açan otomatik aşı makineleriyle yapılmaktadır. Bir işçi elde günde yaklaşık 200-300 ingiliz aşısı yaparken, 3000 kadar omega aşısı yapabilmektedir (Uzun, 2004).
2.2.2.3.4.3. Parafinleme
Aşılanan çelikler kesim yüzeylerinden su kaybını azaltmak amacıyla, 60-70°C ‘de eriyen sıvı haldeki parafine daldırılır. Bunun için çelik ters çevrilerek aşı yerine kadar 1-2 saniye süreyle parafine batırılır. Çelik başına 1 gram kadar parafin kullanılır. Bu amaçla özel yapılmış parafinler kullanılacağı gibi, piyasada satılan adi parafin de kullanılabilir. Bu parafine esneklik vermek ve çatlamasını önlemek amacıyla %10 katran veya %3 vazelin ilave edilebilir (Şekil 21).
Cangi ve arkadaşları tarafından 1995 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünün çoğaltma ünitesinde yürütülmüş olan çalışmada anaç olarak 140 R, çeşit olarak razakı, katlama ortamı olarak su kullanılmıştır. Aşılamalar masa başında omega aşı makinesi ile yapılmıştır. Aşılı çelikler 22°C ve nisbi nemi % 80 olan kaynaştırma ortamında 3 hafta, sıcaklığı 20°C olan alıştırma ortamında iki hafta tutulduktan sonra, çift sıralı tepe dikim yöntemiyle siyah malçla kaplı masuralarda köklendirilmişlerdir. Parafinler, aşılama ve dikim öncesi uygulanmıştır.
Parafin 1: Çalışmaların yapıldığı dönemde aşılı asma fidanı üreten kamu kurumlarının çoğunda kullanılan parafin olup, 55-60°C de erimekte, 70°C de uygulanmaktadır. İçeriği % 95 teknik parafin % 3 zift, % 2 vazelindir ( Çelik, 1998).
Parafin 2: Alman Stahler agrochemie firması tarafından aşılı asma fidanı üretiminde kullanılmak için imal edilen ve ülkemizde her geçen gün kullanımı artan ticari bir parafin olup, teknik parafin, % 1-5 balmumu, vazelin, reçine, bitumen, zift, mineral yağ ve % 0 1 8 hydroxychinolin katkılıdır. Aşılama sonrası kullanılan Rebwachs WF, 63°C de erimekte 75-80 °C de uygulanmaktadır. Dikim öncesi uygulanan ( PP 140 F ) parafin ise 71-73 de erimekte, 78-80°C de uygulanmaktadır. Her iki uygulamada da aşılı çeliklerde sürgünler 1.5-2 cm ye kısaltılmış, parafine aşı bölgesinin 5-6 cm altına kadar 1 sn süreyle daldırılmış, ardından soğuk suya sokulmuşlardır (Çelik ve ark., 1998).
İki parafin uygulaması yapılarak Razakı/140R aşı kombinasyonundan aktarma öncesi ve söküm sonrası elde edilen bulgular sonucunda aşı başarı oranı fidan randımanı ve birinci boy fidan randımanı bakımından 2 nolu parafin uygulaması daha iyi sonuç vermiştir (Cangi ve ark., 1999).
2.2.2.3.4.4. Katlama
Çeliklerin bir sonraki aşama olan çimlendirme odalarına taşınabilmesi için sandıklara yerleştirilmesi gerekir. Bu işleme katlama denir. Bu amaçla Richter sandıkları denilen 50x50x60 cm ölçülerinden yan yüzlerinden biri kapaklı tahta sandıklar kullanılır. Katlama materyali olarak nemlendirilmiş talaş veya talaş: perlit (1:1 veya 3:1) karışımı kullanılır. Talaş önceden %0.5’lik Captan ile ilaçlanmalıdır. Kapak üste gelecek şekilde yan yatırılan sandıklara bir kat talaş, bir kat çelik yerleştirilir. Sandık dolunca kapak kapatılır ve dikey konuma getirilir. Çeliklerin aşı yeri sandığın üstüne gelecek şekilde yerleştirilmelidir. Sandıkların üst kısmındaki aşı yeri ve etrafı talaş ya da perlit ile doldurulur. Sandıklara 400-500 çelik konulabilir.
Katlamada uygulanan diğer bir yöntem suda katlamadır. Aşılanan çelikler üstü açık 50x50x 70 cm boyutlarındaki plastik sandıklara dikey pozisyonda yerleştirilir. Böylece bir sandığa 800-900 aşılanmış çelik yerleştirilebilir. Kasalar yekpare plastik olup sadece dipten itibaren 4 cm yukarıya gelecek şekilde ve kasanın dört yanında küçük bir delik açılır. Bunun görevi kasa içindeki suyun boşaltılmasını sağlamaktır. Sandıkların dip kısmına 20×25 gr/ sandık olacak şekilde önceden odun kömürü konulur. Bunun amacı suyun içinde mikroorganizma üremesini ve dolayısıyla çeliklerin küflenmesini önlemektir. Daha sonra sandıklar deliklere kadar su ile doldurulur. Sandıklardaki suyun asgari 2 günde bir tazelenmesi gerekir. Bunun için sandıkların üst kısmından hortumla su ilave edilerek alttaki eski suyun deliklerden çıkması ve daha sonra başka bir yere akması sağlanır (Uzun, 2004).
Cangi ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada, aşılı asma fidanı üretiminde 3 farklı katlama (su, talaş ve pomza) ortamının, Erciş/5BB ve Hafızali/5BB aşı kombinasyonlarında aşı kaynaşması ve fidan randımanı üzerine etkileri incelenmiştir. Aşılı çeliklerde dikim öncesi, fidanlarda ise söküm sonrası elde edilen bulgular, 4 farklı dönemde aşı bölgesinde yapılan anatomik ve histolojik incelemeler ile birlikte irdelenmiştir. Su ve talaş ortamı, pomza ortamına göre daha başarılı bulunmuştur. Aşı elemanları arasındaki kambiyal devamlılığın aşılamadan 21gün sonra kurulmaya başladığı, 35 ve 42 gün sonra ise örneklerin çoğunda kambiyal ve vaskuler bağlantıların tamamlandığı saptanmıştır. Aşılı asma fidanı üretiminde katlama ortamı olarak su ortamının kullanılması daha uygun bulunmuştur (Cangi ve ark., 1999).
2.2.2.3.4.5. Çimlendirme (Aşı kaynaştırma)
Bağcılıkta aşı yerinde kaynaşmayı sağlamak amacıyla burada yara dokusu (kallus) oluşturulması işlemine çimlendirme adı verilir. Bu işlem nem ve sıcaklığı ayarlanabilen çimlendirme odalarında yapılır. Odanın sıcaklığı sabit (26°C ) veya değişken olacak şekilde ayarlanabilir. Değişken olanda oda sıcaklığı birer hafta arayla 28, 26 ve 22° C da tutulur. Oransal nem %85 olarak ayarlanır. Çimlendirme 3 hafta içinde tamamlanır.
Çimlendirme odası zaman zaman (günde 1-2 saat) vantilasyonla havalandırılır ve sürgünler çıktıktan sonra ışıklandırılır. Sandıkların üst kısmını nemli tutmak ve hastalıklardan korunmak için %0,5 Captan veya %0.25 Chinosal püskürtülür. Eğer çimlendirme sırasında mantar hastalıkları görülürse % 1 lik Sumiclex: Bayleton: Rovral (1:1:1 oranında) ile ilaçlanmalıdır. Çimlendirme odasının sandıklar yerleştirilmeden önceden de yukarıdaki ilaçlarla dezenfekte edilmesinde yarar vardır. Çimlendirme işlemi tamamlanan çelikler ya oldukları yerde veya dışarıda gölge bir yerde yaklaşık 20° C sıcaklıkta, 1 hafta kadar tutularak dış şartlara alıştırılır.
2.2.2.3.4.6. Köklendirme
Fidanlığa getirilen sandıklar açılarak çeliklerdeki yan kökler temizlenir. Sürgün varsa boyu 3 cm e kadar kısaltılır. Köklendirme sırasında kümbet yapılacaksa çelikler olduğu gibi dikilir. Fakat kümbet yapılmayacaksa çeliklerin aşı yeri ve sürgünleri parafine batırılır. Gerek dikim çeliklerinin ve gerekse aşılanan çeliklerin köklendirilmesinde aşağıdaki yöntemlerde biri kullanılabilir. Topraksız çıplak köklü fidan elde etmek için fidanlıkta; topraklı (tüplü) fidan elde etmek için ise serada, tüplerde köklendirme yapılır.
2.2.2.3.4.6.1. Fidanlıkta köklendirme
Fidanlık toprağının tınlı veya kumlu, hafif bünyeli olması istenir. Çelikler sıra üzeri 5-8 cm(15 çelik/m), sıra arası 70-100 cm olacak şekilde dikilir Özellikle soğuk yerlerde toprak sıcaklığı 12°C’ı geçmeden dikim yapılmamalıdır. Köklendirme amacıyla dikim 4 değişik şekilde yapılabilir (Uzun, 2004).
Köklenen çelikler hava şartlarının olumsuz olacağı dönemlerde, erken fidan sökümü için Ethrel de (CEPA 2000-2500 ppm) kullanılabilir (Çelik, 1998).
Hendek dikimi
Daha çok hafif-orta bünyeli topraklarda kullanılır. Çeliklerin dikimi için 25-30 cm derinliğinde ve bir kürek genişliğinde hendekler açılır. Çelikler 2/3 lük kısmı hendek içinde kalacak şekilde dikilir. Dikimi takiben hendek içine su verilir. Su çekilince çeliklerin üzerine kümbet yapılır. Hendeklerin içine köklendirmeyi arttırmak için yanmış ahır gübresi konulabilir.
Tepe dikimi
Daha çok orta-ağır bünyeli topraklarda uygulanır. Çelikler 15-20 cm derinlikte açılan hendeklere 1/3’lük kısımları toprak içinde kalacak şekilde dikilerek üzerlerine kümbet yapılır.
Çiziye dikimi
Dikim yerleri traktöre takılan bir dipkazan ile açılan 30-40 cm derinliğindeki çizilerdir. İşçilikten tasarruf sağlar. Çelikler dikildikten sonra çizilere, tankerden hortumla su verilerek toprağın boşlukları doldurması sağlanır. Daha sonra üzerine kümbet yapılır.
Plastik malçla dikim
Yabancı ot çıkışını kontrol etmek ve toprağın daha çabuk ısınmasını sağlayarak köklendirmeyi arttırmak amacıyla yapılır. Sonbaharda hazırlanan yastıklara, ilkbaharda siyah plastik malç çekilerek çelikler dikilir. Çelikler tek sıra veya 20-30 cm arayla iki sıra şeklinde ve sıra üzeri 7,5 cm olacak şekilde dikilebilir. Plastik malç ile dikimde çeliklerin üzerine kümbet yapılmaz. Bunun yerine dikimden önce sürgünler 2-3 cm kalacak şekilde kısaltılır ve aşı yerine kadar ikinci bir parafine batırılır (Uzun, 2004).
Schuman ve arkadaşları plastik malç ve alçak tünel uygulamalarının boy fidan randımanı üzerine etkilerini araştırdığı çalışmada siyah malç, şeffaf malç ve alçak tünel uygulamaları içerisinde sırasıyla % 44.08, % 40.03, %37.78 ile en yüksek boy fidan randımanı verilmişlerdir. Elde edilen veriler plastik malç ve alçak tünel uygulamalarının fidan randıman ve kalitesini arttırdığı görülmüştür ( Schuman ve ark, 1983).
2.2.2.3.4.6.2. Serada köklendirme
Tüplü fidan üretimi için yapılır. Sandıklardan çıkarılan fidanlarda, kalemden ve gövdeden çıkan kökler temizlenir. Dipteki kökler kısaltılır. Sürgünler 5-6 cm olacak şekilde kısaltılır ve parafine batırılır. Kökler toprak funguslarına karşı ilaçlanabilir. Tüp olarak 10-15 cm çapında ve 30 cm derinliğinde siyah plastik torbalar kullanılabilir. Fidanlar önce daha küçük torbalara (500ml) alınıp, 10-15 hafta sonra daha büyük torbalara da şaşırtılabilir. Harç olarak kum, perlit veya bunların 1:1 oranında karıştırılması kullanılabilir. Önerilen başka bir harç %45 kum+%45 çam kabuğu+%10 yosun karışımıdır. Sera sıcaklığının 20-25°C, neminin %70-90 olması gerekir. Sıcaklığın 20°C in altına düşmemesi 35°C’nin üstüne çıkmaması önerilir. Serada gölgeleme yapılmasında (%70) yarar vardır. Fidanlara 2 haftadan sonra sıvı gübre verilebilir. Serada 1-1.5 ay kadar kalan çelikler bağlara dikilebilecek konuma gelirler. Seradan çıkarılacak fidanların 1 hafta kadar yine alıştırmada kalması gerekir (Uzun, 2004). Daha sonra bağa dikilen bu fidanların yaz aylarında çok iyi sulanması gerekir (Şekil 22).
2.2.3. DALDIRMA İLE ÇOĞALTMA
Kültür çeşitlerinden fidan elde etmek amacıyla, daha çok filokserasız bölgelerde başvurulan bir yöntemdir. Ayrıca filokseralı bölgelerde, yaşlı bağlarda meydana gelen boşlukları doldurmak için ve hatta zor köklenen anaçların köklendirilmesinde kullanılabilir. Çubukların kış sonunda (Şubat ayı) ve uyanmadan önce asmanın yakınında açılan çukurlardan geçirilerek veya hendeklere yatırılarak köklendirilmesi esasına dayanır. Köklenmeyi arttırmak amacıyla çukur veya hendeklerin dibine yanmış çiftlik gübresi konulabilir. Ayrıca yazın sulanarak sürgün ve kök gelişimi arttırılır. Asmadan çıkan çubuklardan iyi gelişenlerden biri yakında açılan çukura kadar uzatılır ve üzeri toprakla örtülür. Çubuğun uç kısmının toprak yüzüne çıktığı noktaya bir herek dikilerek, ilkbaharda çıkan sürgün buna bağlanır. Daldırma şubat-mart aylarında gözler uyanmadan önce yapılır. Sonbaharda yaprak dökümünden sonra bağlantısı çubuğun toprağa girdiği noktadan kesilir.
2.2.3.1. Adi daldırma
Çubuklar asmanın kenarında toprak içinde açılan çukurdan geçirilip uç kısmındaki iki göz toprak yüzünde kalacak şekilde çubuğun üstü toprakla örtülür (Şekil 23). Çubuk üzerinde ana asmadan çukur girişine gelinceye kadar olan ve toprak içinde kalan gözler köreltilir. Sadece çubuğun en uç kısmında kalan iki göz kalır. Uygulama amacına bağlı olarak derin ve yüzlek olmak üzere iki şekilde yapılır. Derin daldırmanın amacı, asma yakınında kuruyan ve boşluk oluşturan asmaların yerlerinin doldurulmasıdır. Çubuğun ucu istenilen noktadan dışarı çıkarılır. Yüzlek daldırmada amaç asma fidanı elde etmektir. Asmanın hemen yakına açılan çukurda çubuklar köklendirilir. Çukur derinliği yüzlek daldırmada 15-20 cm, derin daldırmada 25-35 cm dir (Uzun, 2004).
2.2.3.2 Hendek daldırma
Daldırma yapılan çubuktan, çok sayıda fidan elde edilmesi esasına dayanır. İyi gelişen bir çubuk asmanın hemen yanına açılan 15-20 cm derinliğinde ve 1 m kadar uzunluğundaki hendeklerin içine yatırılır. Çubuğun ucu toprak yüzüne çıkarılmaz (Şekil 24). Toprak içinde kalan gözlerden sadece alt kısma bakanlar kesilerek köreltilir. Üste bakan gözlerden sürgün çıkması sağlanır. Sonbaharda topraktan çıkarılan fidanlar tek tek ayrılarak dikimde kullanılır (Uzun, 2004).
2.2.4. DOKU KÜLTÜRÜ İLE ÇOĞALTMA
Yeni bir çoğaltma yöntemidir. Bu konudaki çalışmların geçmişi kırk yılı bulmakla birlikte pratikte çoğaltma yöntemi olarak kullanılmaya başlaması son yirmi yıl içinde gerçekleşmiştir. Doku költürü ile çoğaltmada, adından da anlaşıldıgı gibi, materyal olarak bitki dokuları kullanılır. Bu dokular dezenfekte edildikten sonra, steril koşullarda hazırlanmış besi ortamına dikilir. İklim odalarına alınan kültürler, yapay ışık altında ve belirli sıcaklık rejimlerinde geliştirilirler ve köklendirilirler. Cam deney tüpleri, petri kapları ve kavanozlar içinde gelişen köklü, yapraklı ve gövdeli genç bitkiler daha sonra yine steril ortamla (toprak, torf vb.) doldurulmuş saksılara şaşırtılır ve serada, nemli ortamda yavaş yavaş dış koşullara alıştırılırlar (Şekil 25).
Doku költürü ile vejetatif çoğaltmada meristematik dokular, sürgün uçları, küçük gövde parçacıkları, yaprak parçaları veya degişik dokular’dan yine besin ortamında elde edilen kallus dokuları kullanılabilir.
Asma ıslahının; seleksiyon, melezleme ve mutasyon gibi geleneksel yöntemlerle yapılması zordur ve diğer meyve türlerinde olduğu gibi asma ıslahı çalışmalarında da sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Geleneksel asma ıslahındaki başlıca sorunlar; asmanın uzun bir generasyon süresine gereksinim duyması, yüksek oranda heterozigoti göstermesi ve çoğu özelliğin polijenik olmasıdır. Bunlar, yöntemlerin etkinliğini sınırlamaktadır. Ayrıca, tür içi ve türler arası melezleme çalışmalarında çeşitlerin bazı olumlu özellikleri kaybolabilmekte, bazen istenmeyen özellikler de yeni bireylere geçebilmektedir. Klon seleksiyonu çalışmalarında da istenen özelliklerin bir bireyde toplanması sınırlı düzeyde kalmaktadır.
Belirtilen sorunlar nedeniyle, bağcılıkta amaca uygun yeni çeşitlerin ıslahında in vitro teknikler uygun bir araç olarak görülmektedir (Maitz ve ark., 2000 ).
3. ASMALARIN AŞI VE ÇELİKLE ÇOĞALTILMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Asmaların aşı ve çelikle çoğaltılması üzerine bir araştırmada yapılmıştır.
3.1. BAZI ÜZÜM ÇEŞİTLERİNDE YONGA AŞI BAŞARISI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri bağ alanına 2 m aralıklarla dikilen 1103 Paulsen Anacı üzerine anaç kalınlığına göre Prima, Razakı, Horoz Karası, Royal, Alphonse Lavallee, Victoria çeşitlerini mart ayı sonunda yonga aşı yöntemi ile 1 veya 2 aşılama yapılmış (Şekil 26).
Çizelge 1. de görüldüğü gibi 1103 Paulsen anacı üzerine yapılan 230 aşıdan 208’i sürmesinin sonucunda % 90.43′ le en yüksek aşı sürme oranına sahip Prima çeşidi olduğu gözlenmiştir ve 17 adet aşıdan 9’u sürmesi sonucunda % 52.94′ le aşı tutma oranı en düşük Alphonse Lavalle çeşidi olduğu gözlenmiştir (Çizelge 1).
Çizelge.1. 1103 Paulsen Anacı üzerine yonga aşılama yöntemiyle bazı sofralık çeşitlerinde aşı tutma oranı
Çeşit adı Yapılan aşı sayısı (adet) Tutan aşı sayısı
(adet) Tutma oranı
(%)
Prima 230 208 90.43
Razakı 25 17 68
Horoz Karası 19 11 57.89
Royal 20 13 65
Alphonse Lavallee 17 9 52.94
Victoria 52 31 59.61
3.2. BAZI ÜZÜM ÇEŞİDİ VE ANAÇ ÇELİKLERİNDE KÖKLENME BAŞARISI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü bağ alanında asma çeliği köklendirmesine yönelik yapılan çalışmada, 6 çeşit (Öküz Gözü, Tarsus Beyazı, Yalova İncisi, Trakya İlkeren, Victoria, Prima) ve 7 anaç (5 BB, 41 B, Fercal, 1103 P, 1613 C, Harmony, 110R) kullanılmıştır. 25-30 cm boyunda alınan çelikler örtü altında, sisleme yapılarak, perlit ortamında köklendirilmiştir (Şekil 27).
Şekil 27. Çelikle köklendirmede kullanılan bazı çeşitler (Anonim)
Bu çeşit ve anaçlar içerisinde Tarsus Beyazı çeşidinden alınan 50 adet çelikten 50 adedinin köklenmesi sonucunda % 100 oranla en yüksek köklenme bu çeşitte görülmüştür. Bu çeşidi % 98 oranı ile Yalova İncisi, Öküz Gözü, Trakya İlkeren, Victoria çeşitleri takip etmiştir. 110 R anacından alınan 80 çelikten 20 sinin köklendiği gözlenmiştir. Köklenme oranı en düşük % 25’ le 110 R anacı olmuştur (Çizelge 2).
Çizelge 2. Değişik çeşit ve anaç çeliklerinde köklenme ve sürme oranları
Çeşit/Anaç Dikilen çelik sayısı
( Adet) Süren çelik sayısı
( Adet) Sürme oranı
(%)
Öküzgözü 50 49 98
Tarsus Beyazı 50 50 100
Yalova İncisi 100 98 98
Trakya İlkeren 100 98 98
Victoria 20 19 98
Prima 20 18 90
Early Cardinal 100 91 91
Black Pearly 100 52 52
Öküzgözü Dipçikli 50 49 98
5BB 200 128 64
41B 50 43 86
Fercal 20 10 50
110R 80 20 25
1103P 60 53 88.33
1613C 100 79 79
Harmony 70 31 44.28
4. KAYNAKLAR
1) Uzun, H. İ., 2004. Bağcılık el kitabı, Hasat yayıncılık, 155 s.
2) Cangi, R., Balta, F., Doğan, A., 2000. Aşılı Asma Fidanı Üretiminde Kullanılan Katlama Ortamının Fidan Randımanı ve Kalitesi Üzerine Etkilerinin Anatomik ve Histolojik Olarak İncelenmesi, Türk Tarım ve Ormancılık Dergisi, 24:393-398
3) Cangi, R., Kelen, M., Doğan, A., 1999. Aşılı Asma Üretiminde Köklü Anaç Kullanımının Aşıda Başarı ve Fidan Randımanı Üzerine Etkileri, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 14: (2): 127-137
4) Sivritepe, N., Türkben, C., 2001. Müşküle Üzüm Çeşidinin Farklı Anaçların Aşıda Başarı ve Fidan Randımanı Üzerine Etkileri, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 15: 47-58
5) Ergenoğlu, F., Tangolar, S., 1990. Aşılı Çeliklerde Köklenme, Aşı Yerinde Kallus Oluşumu ve Sürgün Büyümesi ile İlgili Araştırmalar, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 5, (2): 141-156
6) Açar, İ., Aslan, N., Bilim ,H, İ., Yılmaz, A., Gözel, H., İlikçioğlu, E., Antep Fıstığı Araştırma İstasyonu Müdürlüğü, Modern Bağcılık El Kitabı, 41 s.
7) Anonim, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Yayın Dairesi, Çiftçi Eğitim Serisi-30, 152 s.
8) Ağaoğlu, S., Çelik, H., Çelik, M., Fidan, Y., Gülşen, Y., Günay, A., Halloran, N., Köksal, İ., Yılmaz ,R., 2010. Genel Bahçe Bitkileri Kitabı, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, 369 s.
9) Gök Tangolar, S., Ergenoğlu, F., Büyükalaca, S., 2007.
Asma (Vitis spp.) Anterlerinden Embriyojenik Kallus ve Embriyo Uyartımı
Üzerine Farklı Uygulamaların Etkisi, Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü 01321,
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri bölümü 01330 ADANA
Ala tarım, 6 (2): 35-42
10) Ergenoğlu, F., Tangolar, S., 1990. Nematodlara Dayanıklı Bazı Asma Anaçlarının Yeşil ve Odun Çeliklerle Çoğaltılması Üzerinde Araştırmalar, Yalova ATATÜRK Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi Bahçe 19(1-2): 17-24
11) Sabır, A., Özdemir, G., Bilir, H., Tangolar, S., 2004. Asma Fidanı Üretiminde İki Farklı Kaynaştırma Ortamı ile Bazı Anaçların Aşı Başarısı ve Fidan Randımanının Etkileri, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm, Balcalı /ADANA
12) Kelen, M., Doğan, A., Cangi, R., ve Şen, S. A., 1995. Amerikan Asma Anacı Üretiminde Malç ve Alçak Tünel Uygulamalarının Fidan Randımanı ve Kalitesi üzerine etkileri, Türkiye 2. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi Cilt 2: 586-190, ADANA
13) Cangi, R., Doğan, M. A., Balta, F., ve Yarılgaç, T., 1999. Aşılı Asma Fidanı Üretiminde Farklı Prafin Uygulamalarının Aşı Kaynaştırmasının Seyri ve Fidan Randımanı Üzerine Etkileri, Türkiye 3.Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi Bildiriler Kitabı 983-987, ANKARA
14) Yağcı, A., Erdem, A., 2005. Amerikan asma anaçlarının kullanım nedenleri ve bazı anaçların özellikleri, http://www.manisabagcilik.gov.tr/images2/img/4388/File/Yet%C5%9Fitirme%20Tekni%C4%9Fi%20B%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC/AMERIKAN%20ANACLARI%20ADEM%20YAGCI.pdf (Erişim, 30 Mayıs 2013)
15) Ergenoğlu, F., Tangolar, S., Gök, S., 1996. Üzüm Çeşitleri Katalogu, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yardımcı Ders Kitabı, 29-94
16) Anonim, 2007. Bahçecilik (Çelikle Üretim), MEGEP Yayınları, ANKARA
http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/bahcecilik/moduller/celikle_uretim.pdf (Erişim, 30 Mayıs 2013)
17) Şensoy, R. İ. G., Balta, F., 2010. Bazı Üzüm Çeşitlerinin Van Ekolojik Şartlarına Adaptasyonu, Van İl Tarım Müdürlüğü Ç.E.Y. Şube Müdürlüğü, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Tarım Bilimleri Dergisi, 20 (3): 159-170
18) Karataş, H., Ağaoğlu, Y. S., 2007. Bazı Üzüm Çeşitlerinin Döl Verimi Üzerine Tozlayıcı Kalecik Karası Çeşidinin Etkileri, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Bilimleri Dergisi, 13 (3): 261-265
19) Yalvaç, T., 2006. Bazı Uygulamaların Üzüm Çekirdeklerinin Çimlenme Oranı ve Hızına Etkileri Üzerine Araştırma, Süleyman Demirel Üniversitesi Bahçe Bitkileri Yüksek Lisans Tezi, 55 s.
http: www. sdu. edu. tr/tezler/TF01028 (Erişim, 30 Mayıs 2013)
20) Cangi, R., Kelen, M., Doğan, A., 1999. Serin iklim koşullarında asma fidanı üretimi olanakları, türkiye 3. ulusal bahçe bitkileri kongresi, 430-435, ANKARA
21) Anonim, 2010. Aşı Kalemi ve Ökçeli Çelik
http://garova.blogspot.com/2010/02/as-kalemi-ve-okceli-celik.html (Erişim, 30 Mayıs 2013)
22) Anonim, 2010. Aşılı ve Aşısız Amerikan Asma Fidanı Üretimi
http://www.tarimkutuphanesi.com/ASILI_VE_ASISIZ_AMERIKAN_ASMA_FIDANI_URETIMI_00364.html (Erişim, 30 Mayıs 2013)
5. TEŞEKKÜRLER
Tezimin her aşamasında bana yardımcı olan Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi değerli hocam Prof. Dr. Semih TANGOLAR’ a teşekkür ederim.
Ayrıca tezimde bana yardımcı olan arkadaşlarım Uğur İPEK, Ahmet AKSOY, Ahmet Serdar TAT ve Bekir Sıddık KOÇ ‘a teşekkür ederim.